Gülümse, kalbin sızlıyorsa da, hatta kırılmışsa da. Gökyüzü bulutlarla doluyken seni yakalar. Eğer korkuların ve üzüntülerin arasında gülmeyi başarırsan, yarın güneşin senin için doğduğunu görürsün. Yüzünü keyfinle aydınlat. Hüznün bütün çizgilerini sakla. Belki gözyaşı çok yakında. İşte tam da o zaman gülümsenin zamanı. Gülümse, ağlamak neye yarar. Sadece gülümse. O zaman hayatın hâlâ yaşanmaya değer olduğunu görürsün.. :)


Ara ki, bula ki ,)

26.10.10

25 dilde aşk ;)

Her kadın..


Her kadın; yakışıklı, anlayışlı, espirili, dürüst, güvenilir bi eş ister. Ama malesef yasalar tek bi erkekle evlenmene izin veriyooo :D

19.10.10

Bilmek istiyorum..

Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor.
Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.

Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor.
Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için bir aptal gibi görünme riskini göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.

Ay'ın etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor.
Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum.

Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum.

Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sinirliliğini hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip, coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum.

Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor.
Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum.

Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum.
Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum.
Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; bir gölün kenarında durup
gümüş ay'a "EVET!" diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğu beni ilgilendirmiyor.
Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum.

Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor.
Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor.
Diğer herşey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.

Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.

Orian Mountain Dreamer

Sedef çiçeği..✿


Seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Nine'nin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını.
Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim.
"Anlat teyze. Neden boşanmak istiyorsun?"
Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı,
"Bu herif yetti gari, Elli yıldır bezdirdi hayattan."
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda. Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kimbilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış elli yılın ardından. Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti. Herkes onu dinliyordu.
Yaşlı kadının gözleri doldu.
Ve devam etti.
"Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim. O bilmez. Elli yıl önceydi. O çiçeği, bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye. İyi gelirmiş dedilerdi. Elli yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Ta ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş, uyuyakalmışım. Ben böyle bir adamla elli yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu herşeyimi verdim. Ondan hiçbirşey göremedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."
Hakim, yaşlı adama dönerek;
"Diyeceğin bir şey var mı baba?" dedi.
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi.
"Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçevan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadimemi de orada tanıdım. Sedefleri de. Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. O çiçeklerle doludur bahçesi. Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi. İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun, lafım geçmedi. O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu. Ben ona gece sularsan geçer dedim. Adak dilettim. Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece o çiçek ben oldum, sanki. Ona bu yüzden tapabilirdim..."
dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.
"Her gece o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey. Geçen gece de, yaşlılık. Ben de uyanamadım. Uyandıramadım. Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım. Sesimi çıkartamadım."
O an mahkeme salonunda herşey sustu.
Ertesi sabah gazeteler
"Sedef susuz kaldı"
diye, yine yalnızca neticeyi haber yaptılar.

Are You Happy?

sayfanın sonuymuşum gibi davran bana..

bitmiş gibi gözüksem de asla bitirme,

gerekirse sil başımı,ama nolur yeniden başla

sayfanın başıymışım gibi davran bana..

ne bileyim özen benim için,hep en güzelini yazmak için çabala!

fazla biletmişim gibi davran bana..

ne bileyim,atla otobüsün birine,sor beni;ama bulama!

bi sonraki duraktan al beni,ama hayır sakın atma.

koy bi köşeye sakla olur mu? yırtma!

14.10.10


Bir dostuma sordum;
İnsan ne zaman gerçekten özgürdür?

Cevabı;
Hayal ettiği zaman mı?

Hayallerimiz ne kadar özgürdür? dedim.

Sustu..
Sonra dediki; insan düşünmediği zaman özgürdür.
Düşünmeden hayal etmek çocuklara,çocukluğumuza mahsustu.

Mutluluk zengini olmak için para gerekmez ;)


'Parayla saadet olmaz' sözünü yabana atmayın ama mutlu olmak için tek şart para değil! SİZ doktorları olarak biz, ailelerimizle uzun yürüyüşler yaparken bile kendimizi çok mutlu hissediyoruz.
Harcamaları kısmanız, mutlulukta da kesintiye gitmeniz gerektiği anlamına gelmez. Hayatınızın sizi mutlu etmeyen tarafları için harcayacak paranız yoksa, gerçek tatmin ve mutluluk yolları bulabilirsiniz. ABD'de yapılan bir mutluluk araştırmasına göre kadınlar; arkadaşlar ve ailenin kendilerini gerçekten mutlu ettiğini söylüyor.

DAHA UZUN VE İYİ YAŞARSINIZ
Erkekler mi? Onlar mutluluklarını paralarıyla aynı yere koyuyor! Bu noktada, kadınlar da erkekler de tatmin duygusunu biraz artırabilir. Her sabah iki dakika (banyodayken bile olabilir) o günkü amacınızın ya da hedefinizin ne olduğunu kendinize hatırlatın. Bu yöntem, o günün daha eğlenceli geçmesini sağlamakla kalmaz, iç güzelliğinizi de artırır daha uzun ve iyi yaşamınızı sağlar.

BİZ AİLECE YÜRÜYÜŞE ÇIKARIZ
İşte size, maddi sıkıntıda olsanız bile mutluluk zengini olmanızı sağlayacak birkaç tüyo:

DİKKATİNİZİ DAĞITIN
Yapılacaklar listenizi hazırlarken iyi işleri unutmayın. Yatakta kitap okumayı, kahvaltı yapmayı, yürüyüşe çıkmayı, müzik dinlemeyi ya da dışarda oturmayı dört gözle bekliyor musunuz? BİZ de eşimizle ya da çocuklarımızla uzun yürüyüşler yapmayı seviyoruz. Şu sıralar daha idareli ve üretken olmanız gerektiğine göre, emin olmanız gereken şey her gün sevdiğiniz aktivitelerde bulunuyor olmanızdır. Bunları yapabileceğinize inanmıyor musunuz? O zaman televizyon seyredin.

KEYİF ALDIĞINIZ ŞEYLERİ NOT EDİN

HAREKET EDİN
Günlük fiziksel aktivite planını erteleme isteğine direnin. O gün enerjiniz çok az olsa bile... Çünkü biraz enerji sarf etmek, daha uzun soluklu koşularda size yardımcı olacaktır. Bir fitness rutinine bağlı kalmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar, bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Ayrıca mutluluk hormonu salgılamanıza yardım eder. Keyif aldığınız şeyleri yaptıktan sonra hissettiklerinize dair özetler yazdığınız bir not defteri tutun. İlham almak istediğinizde bu özetlere bakın.

MOLA VERİN
Derin derin nefes almak veya 10 dakika yürüyüş yapmak için verilen molalar, tatmin duygusunu azaltan stresi eritir. Doğru nefes almanın yolu şudur: (Evet, birçok yetişkine bunu öğretmen gerekiyor.) Bir elinizi karnınıza, bir elinizi de göğsünüze koyun. Nefes alırken ileri geri hareket eden eliniz karnınızdaki olmalıdır. Ciğerlerinizin havayla dolduğunu düşünün. Derin nefes almak yaklaşık beş saniye sürecektir. Sonra yavaşça nefes verin ve havayı bırakın. Eğer masa başından ayrılabiliyorsanız, biraz etrafta dolaşın. 10 dakikalık yürüyüş, stresi azalmaya ve modunuzu yükselmeye şekerli ya da tuzlu şeylerden daha çok yarayacaktır.

Mutlu :) evliliğin 10 sırrı



Bu nasıl oldu? On saniyelik mesafede ellerinizde çiçekler tutarken birden kirli tabaklar tutmaya başladınız. Umutsuzluğa kapılmayın. Bu her geline olur.. Gerçekler su yüzüne çıkar. Mutlu bir Evliliğe Başlamada En İyi Tavsiye adlı kitapta, iVillage’lılar karı ve koca olarak rüyanızı sonsuza kadar sürecek bir gerçekliğe dönüştüren 150 sırı paylaşıyor.

Bu kitaptan seçilen 10 sırrı okuyarak, evinizdeki tutku ve düzeni koruyun.

Kurallara Uymak
"Eğer birbirinize bayılmıyorsanız, işler yürümeyecek. Herhangi bir şeyin sizi birbirinize saygı duymaktan alıkoymasına engel olun. Beraber yaşlanmak tam da bu demek, yani vücutlarınızın değişeceğinin ancak sevdiğiniiz insanın içeride kalacağını bilmeniz gerek.”

Altın dokunuşu
"Hızlı yaşam takvimimize rağmen, ben ve kocam küçük jestler için her zaman zaman buluruz, bir gülümseme, küçük bir dokunuş ve hızlı bir öpücük. Eğer aynı odadaysak bana hafifçe dokunur, böylece yakın hisseder ve bir bağ kurarız.”

Anlaşamadığınızı kabul edin.
"En mutlu evliliklerde bile, 2 insanın anlaşamadıkları olur. Günlük hayatımızı etkilemeyen konularda, ben ve kocam anlaşamadığımızı kabul etmeye oldukça açığız. Her zaman anlaşamayacağımızı biliyoruz ama arada bir bir şeyler tartışmak eğlencelidir.(politika vedini görüşler gibi). Uzlaşmamız gereken konuslarda, çocuk yetiştirmek gibi, her zaman tartışırız ve bir orta yola ulaşırız. Böylece gücenme olmaz. Sadece sakin olur ve bir yolunu buluruz.”

Dövüş fuarı
"Tartışmaktan korkmayın, ama saygılı olun. Kişisel saldırıdan bulunmadan konuya bağlı kalın, ve müzakere etmeyi ve uzalşmayı öğrenin. Dürüst ama yapıcı eleştiriler uzun dönemde evliliğinizi sağlamlaştırır.”

Aşk savaş alanı değildir
"Eşinizle kavgalarınızda hiçbir zaman seksi bir araç olarak kullanmayın. Örneğin, seksi anlaşma aracı olarak kullanmak daha sonra sorun yaratır. Her zaman iletişim kanallarını açık tutun. Eğer kapanırsa danışmanlık almayı düşünebilirsiniz. Evlilikte aşkın bir çok evresi vardır, bu nedenle aşkınız ve özel hayatınızı arada bir değiştirmeye hazır olun. İkinizde değişimin cinsel tatmini dışarıda aramak için bir neden olmadığını anlamalısınız.”

Çocuk konusuna önceden karar verin
"Çocuk sahibi olma konusunu sadece evlenmeden önce değil, evlendikten sonra da devam eden bir diyalog olarak sürdürün. Kocam ve ben çıkarken anne baba olma konusunu konuşmuştuk İkimizde çocuk sahibi olmak istediğimizi biliyorduk ve sayıda bile karar vermiştik. Ama 3. çocuğumuzdan sonra kocam bana bunun son olması düşüncesiyle geldi. Bunu bir yıl düşündükten ve tartıştıktan sonra, başta 5 tane istememize rağmen 3 de durmaya karar verdik. Evlilikteki her şeyde olduğu gibi, iletişim anahtar.”

Parasal konularda açık olun
"Mali konular genelde bir evliliğin bozulmasına neden olurlar, o yüzden para hakkında üretici ve dürüst olarak konuşmak önemli. Olabildiğiniz kadar dobra ve açık olun ki paranızın nasıl harcandığı konusunda bir gizli anlaşmazlık kalmasın. Evinizde paranın nasıl tutulduğuna dair biriniz huzursuzsa, bunu hemen çözün. Tabii ki, her zaman anlayışlı olmalısınız ama endişelerinizi serbestçe konuşabilmelisiniz de. En küçük endişenizi bile içinize atmayın çünkü bunun kimseye faydası dokunmayacak. Bir takım olduğunuzu unutmayın.”

Zor anlarını kafasına kakmayın
"Kocam bir çok erkeğin gururunu incitebilecek derecede gelirinde ani bir düşüş yaşadı. Bir çok erkek kendine verilen değeri kazandığı parayla eş tutar. Onun sevdiğim bütün diğer yönlerini ortaya çıkarmanın onu iyi hissettireceğini buldum. Aynı zamanda hangimizin kazandığına bakılmaksızın eve giren paranın ikimiz için olduğunu ona hatırlattım.”

Ailenize eşinizi şikayet etmeyin
"Eşiniz hakkında ailenize sürekli sızlanıp şikayet etmeyin. Unutmayın ki yanlış olsanız bile aileniz ve arkadaşalrınız hep sizin yanınızda olacaktır. Eğer ailenize ve arkadaşlarınıza kocanızı sürekli şikayet ederseniz, onu sevmemeye başlayacaklar ve bu ileride sorunlara neden olacak."

İş paylaşımı yapın
"İlk evlendiğim zaman, evde yapılması gereken her şeyi benim yaptığımı farkettim. Sonuç olarak oturdum ve benim ve kocamın yaptıklarının bir listesini yaptım ve ona gösterdim. Buna inanamadı ve katkılarımızı çok farklı algıladı. Bu liste konu ile ilgili olarak tartışmaya açıldı ve işleri ikimize de adil görünen bir şekilde paylaştık.”

Kusursuz kadın erkeği tembelleştiriyor!


Evet, her şeyin mükemmel olmasını istiyorsunuz; ama belki de ona işin daha fazlasını yaptırmanın zamanı gelmiştir!

Iowa State Üniversitesi’nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre; kadınlar, kimsenin onay vermediği konularda domestik kararlar alırken, daha fazla enerji harcıyor.

Tabii ki de daha çok enerji harcıyoruz; çünkü genellikle erkekler fark etmeden neyin temizlenmesi, neyin tamir edilmesi ve neyin planlanması gerektiğini görüyor ve işleri daha düzgün yapabilmek için daha çok çaba gösteriyoruz. Bu arada erkekler ise işi daha ağırdan alıyor.

Princeton Üniversitesi araştırmasına göre; erkekler, eğlenceye bizden 90 dakika daha fazla zaman harcıyor. Pensilvanya Üniversitesi araştırmaları da erkeklerin seks konusunda kadınlardan daha mutlu olduğunu doğruluyor.

'Stop Spoiling That Man' (Şu Adamı Şımartmayı Kesin) kitabının yazarı Psikolog John Arden, kadınların genellikle partnerlerinin onları sadece izlerken; kendilerinin daha çok efor harcamasından şikayetçi olduğunu belirtiyor. Bu, erkek arkadaşımıza yaptığımız ikinci akşam yemeğinden ya da ilk hafta sonu tatili planımızdan sonra başlayan bir döngü.

'Meeting Your Match' (Eşinizle Tanışma) kitabının yazarı Jackie Black ise ilişkide bir kişi daha çok görev almaya başladığı zaman, çiftler aktifleşme davranışıyla birbirlerine bağlanıp, otomatikman partnerlerden birinin pasif olmasına neden olur diyor ve ekliyor: "Kadınlar genelde daha aktif, çünkü ihtiyaçlarının tamamen karşılanabileceğine ya inanmıyor ya da güvenmiyorlar." (kadınların bildik güven problemleri, nedenin bu olduğunu tahmin etmeliydik!)

Döngüyü kırmanın tek bir yolu var: Her şeyi yapmaktan vazgeçin! İşte erkeğin omuzlarına daha fazla sorumluluk yükleyebilmeniz için bir kaç öneri; böylece sizde rahatlayabilirsiniz.

Çiftli randevular yapın

Bunu yapmamızın nedeni: 'The Female Brain' (Kadın Beyni) kitabının yazarı Louann Brizendin’e göre bunu yapmamızın nedeni; biz kadınların arkadaşlarımızla birlikte vakit geçirmekten çok keyif almamız. Çünkü sohbet, beynimizdeki mutluluk merkezini harekete geçirip, dopaminle oksitosin hormonu salınımını tetikliyor. Bu, sekse verdiğimiz beyinsel tepkiden farklı...

Erkekler bunu neden yapmaz? Manchester Üniversitesi’nin 2007 yılında yaptığı araştırmaya göre; erkekler, bu konuda kadınlardan daha çok hesap yapıyor. Testosteron hormonunu suçlayabilirsiniz. Çünkü bu yüksek seviyeli hormon, erkekleri duygusal destek arayan bir varlıktan çok; rekabetçi bir varlığa dönüştürüyor.

Çözüm: 'Trading Places' (Yerleri Değiştirmek) kitabının yazarı Les Parrot bir çözüm yaratın; örneğin testosteronu dizginlemek için arkadaşlarla yapılabilecek rekabete dayalı aktiviteler bulun diyor. Bir sonraki davetinizde herkesi atış havuzunun etrafına toplayın, tenis oynayın ya da evde bir poker masası oluşturun. Partneriniz çok geçmeden çiftli buluşmalar için size yalvarmaya başlayacak.

Alanı koruyun

Bunu yapmanızın nedeni: Dışarı adımınızı attığınız an, yabani otları ve yere düşmüş çiçekleri erkeğinizden önce fark edersiniz. Yapılan çeşitli araştırma testleri, yeri değiştirilen veya değişen objeleri fark etme konusunda, kadınların erkeklerden daha üstün bir performans sergilediğini ortaya koyuyor.

Erkekler bunu neden yapmaz? Les Parrot, ne otu; baştan beri erkekler, çevrelerine karşı daha az duyarlıdır diyor ve hemen bir yanlış anmayı düzeltiyor: "Erkeğiniz, yerdeki yaprakları görmezden gelmiyor; onları gerçekten görmüyor."

Çözüm: 'Marriage, a History' (Evlilik, bir Tarih) kitabının yazarı Stephanie Cootz, eğer etrafınız bir stres kaynağıysa, çevrenizi tekrar düşünmenizin zamanı gelmiştir diyor. O halde ya komşularınızı etkileme baskısından kurtulun ya da annenizin standartlarıyla yaşayın. Belki egzotik çiçeklerinizi solmayan çalılıklarla ya da bir parça çimenle değiştirmenin tam zamanıdır. ‘The Lazy Husband’ (Tembel Koca) kitabının yazarı Joshua Coleman, ebetteki her yeşil şey, bakım gerektirir. İşte bu yüzden zeki kadınlar, güç gerektiren işleri erkeklere verirler diyor. Erkekler, kendilerini hareket halinde görmek için sabırsızlardır. Bahçeye pin-pon sahası büyüklüğünde bir çim biçme makinesi almanın saçma olduğunu düşünebilirsiniz ama bu daha çok boş vakit için gerekliyse, kesinlikle değer.

Neden hayatında biri yok diye soranlara;


Hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya...
On dakika, on beş dakika, yirmi dakika beklersiniz gelmez.
Bu arada başka alternatiflerde geçer ama binmezsiniz. Ne de olsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz.
Sormayın artık bana!
Herhangi biriyle değil, beklediğime “değecek” olanla devam etmeliyim bu yola.
Durakta yaşlanmak olsa da işin ucunda..

13.10.10

TaTlı Da OlSa CaDıYıM *


Her daim bakımlıyım
Saçlar taralı tırnaklar boyalı olmalı
Modern olmak adına süpürge taşımam yanımda
Kazan yerine de kocaman yüreğim var içimde
Nefretleri kötülükeri kaynatır ve yok eder
Sevgileri ve aşkları büyütür ve paylaşır
İyilik yapar etrafa gülücük saçarım
Ama yeter ki beni kırıp kızdırmayın
Çünkü ben tatlı da olsa bir CADIYIM!!!

10.10.10

Küçük çocuk ve anne :)


Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
-Ne var sizin karnınızda teyze?
Kadın:
-Çocuğum var evladım, diye cevap verir.
-Sizin çocuğunuz mu?
-Evet
-Onu seviyor musunuz?
-Evet
-Çok mu seviyorsunuz?
-Evet evladım
-Öyleyse neden yediniz?
:) :)

4.10.10

Yarım saat..


Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al
Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
Sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı
Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

Can Yücel

Neden iki şekerli çay? ;)



Sen bana mı soruyorsun 'yalnızlığı sever misin?' diye
Ben ki çayı bile iki şekerli içerim, birlikte erisinler diye

;)



Gülmek için mutluluğu bekleme; Belki mutluluk gülüşünde saklıdır.
Sakın ağlayayım deme; Belki gülüşün için yaşayan biri vardır.